Egeli
büyük ozan Homeros’un destanlarından İlyada bir olayın destanıydı Odysseia ise
bir kişinin destanıdır. İlyada’dan daha sonra yaratıldığı anlaşılan
Odysseia’yı, bir destandan cok bir romana, bir filme benzetenler, haksız
sayılmazlar. Bu destan, gerçekten de konusuyla romanı, kurgusuyla filmi
andırır. Anlatım tekniği açısından her iki destan arasında büyük farklılıklar
vardır. Troya kentinin destanı olan İlyadada olaylar düz akışla anlatılırken
odysseia’da anılar, öyküler, geriye dönüşler yer ve zaman atlamaları olay
içinde olayların anlatıldığı çağdaş bir roman kurgusu görülür. İlyada gerçek
bir destandır büyük bir olayın ve o olayın karıştığı kişilerin doğa üstü
güçlerle olan ilişkileri anlatılır. Odysseia ise tek bir kişinin kral
Odysseus’un öyküsüdür. Troya savaşı
biteli yıllar olmuş ama İthaka kralı Odysseus, yurduna dönmemiştir. Yıllardır
bir adada tutukludur. Tanrılar sonunda yurduna dönmesine izin verirler.
Odysseia destanı, kral Odysseus’un gemilerini ve adamlarını alıp yola
çıkmasıyla başlar. Üç yıl denizlerde sürünüp binbir tehlikeyi savuşturduktan
sonra yurduna ve karısına kavuşabilir. Aradan tam 20 sene geçmiştir.
Odysseus’un
kişiliği ve destanda ithaf edildiği sıfatları şunlardır: çok akıllı, tanrısal,
ulu yürekli, aslan yürekli, çok çekmiş... Odysseus tanrılar onu kutsadığında
şekil değiştirebilen birden bire cok yağız biri olan ama birden bire bir
ihtiyara dönüşebilen bi karakter bunu destandada görebilioruz ama karakter
olarak zekayı, olgunluğu, gücü ve asaleti temsile eder. Kusursuz bir aşıktır
karısına karşı tanrıların aşkını reddeder ve evine yurduna dönmek ister.
odysseus’un
oniki gemiden oluşan filosu fırtına nedeni ile trakya’da kikon’ların ülkesine
çıkar. buradan oniki küp şarap alır. gece kikon’ların saldırısı ile altı
adamını yitirir. tekrar güneye doğru yol alır. mora yarımadası’na varırken bir
fırtına onu lotosyiyenler’in ülkesine atar. odysseus’un adamları, ülkelerini
unutarak lotosyiyenler’in ülkesinde kalmak isterler. odysseus onları zorla
gemilere bindirerek yola çıkar. kuzeye doğru yol alırlar ve bir adadan ihtiyaç
duydukları eti temin ederler.
buradan odysseus, oniki adamını alarak biraz ilerideki tepegözlerin yaşadığı yere gelir. burada kykloplar’dan başka üç tepegöz yaşamaktadır. odysseus tepegözler’den birinin yaşadığı bir mağaraya girer. mağarada bol miktarda peynir vardır. akşam olunca tepegöz sürüsü ile birlikte mağaraya döner. mağaranın kapısını da kocaman bir kaya ile kapatır. mağarada yabancıların olduğunu görünce onları ikişer ikişer yemeye başlar. bunun üzerine odysseus bir kurnazlık düşünür. onu şarapla kandırıp uyumasını sağlar. kalın bir odunun ucunu sivrilterek ateşte kızdırır. uyuyan devin tek gözüne bunu batırarak onu kör eder. koyunlarını dışarıya salan devden, koyunların altına saklanarak mağaradan çıkmayı başarırlar. başarır başarmasına ama poseidon’un öfkesini üzerine çeker. zira tepegözler poseidon’un çocuklarıdır. buradan yeller tanrısı aiolos’un adasına varır. aiolos onu iyi karşılar ve ona içinde bütün yellerin bulunduğu bir tulum verir. arkasından tatlı bir yel estirerek onu uğurlar. biraz sonra olanlar olur. odysseus uykuya dalınca arkadaşları, içinde yellerin bulunduğu tulumu açar ve bütün yeller ortaya çıkarak bir fırtına koparır. uzun uğraşlardan sonra bugün korsika adası olduğu sanılan bir karaya çıkarlar. burada odysseus’un tayfaları dev yamyamlarca parçalanır. yalnızca odysseus’un gemisindekiler kurtulur.
odysseus tek gemi ile yoluna devam eder ve büyücü kirke’nin adası aiaie’ye çıkar. bugün burasının ada değil bir burun olduğunu, şimdiki yerinin sardunya adası’nın karşısındaki capo cireo olduğu ileri sürülür. kirke odysseus’a iyi davranır, onu bir ay ya da bir yıl kadar yanında tutar. kirke onu sevmiştir. ondan telegonos adlı bir oğlu olur. kirke sonunda odysseus’u ülkesine göndermeye razı olur. dönüş yolunu bilici teiresias bilmektedir. kirke onun ruhunu bulması için odysseus’u ölüler ülkesine gönderir. odysseus bu işi başardıktan sonra tekrar kirke’nin yanına döner. kirke, ona karşısına çıkacak tehlikeleri sayar. nihayet denize açılan odysseus sirenler’in önünden geçip skyilla canavarına birkaç yoldaşını kaptırarak güneş tanrı helios’un sığırlarının otladığı adaya ulaşır. odysseus adamlarına sığırlara dokunmamalarını söylerse de adamları et yokluğu nedeniyle sığırlardan birkaçını keser. bu onların sonu olacaktır. denize açılır açılmaz zeus’un şimşekleri ile yok olurlar.
gemisi parçalanan odysseus dokuz gün boyunca yelken direğinin üzerinde tek başına denizle mücadele eder ve en sonunda kalypso adasına çıkır. kalypso bir nympha’dır. o da odysseus’u derinden sever. odysseus bir müddet kalypso’nun adasında kalır. burasının bugün malta’da bulunan ogygie adası olduğu sanılır. sonunda athena’nın yalvarması üzerine zeus odysseus’u kurtarmaya karar verir. hermes’i, odysseus’u bırakmasını söylemek üzere kalypso’ya gönderir. bunun üzerine kalypso odysseus’un bir sal yapmasına yardım ederek ona gerekli erzakları verir ve adasından uğurlar. odysseus denizde ilerlerken, poseidon onu görerek salını parçalar. o da yüze yüze phaiaklar’ın toprağına çıkar. burada iyi yürekli bir kral olan alkinoos hüküm sürmektedir. alkinoos onu sarayında ağırlar ve bir gemi ile ithake’ye gönderir.
ithake sarayına odysseus’un uzun süre geri dönmeyişi nedeni ile karısı penelope’ya talip bir çok kişi yerleşmişti. bunlar ithake adası yakınlarında oturanlardı. ithake’nin zenginliğine göz dikmişlerdi. odysseus’un babası laertes çok kocamıştı. oğlu telemakhos daha gençti ve babasından haber alabilmek için troya’dan dönenlere babasını sormaya gitmişti. penelope, sarayını işgal eden bu azgınlara karşı kayınbabasının kefen bezini dokumaktadır. ancak bu bezin bitmesi ile aralarından bir talipliyi seçeceğini bildirir. bunun için de vakit kazanmak için gündüz ördüğünü geceleri söker, gündüz olunca tekrar örer. bu iş üç yıl sürer. nihayet bu hileyi anlayan talipler onu aralarından birini seçmesi için zorlarlar. penelope de odysseus’un büyük yayını getirerek, onu gerip ok atabileni seçeceğini bildirir.
bu sırada odysseus ithake adası’nın ıssız bir koyundan karaya çıkmıştır. oğlu da onu aramaktan dönmüştür. çobanlarının kulübesinde buluşurlar ve densiz taliplere karşı nasıl davranacaklarını kararlaştırırlar. odysseus dilenci kılığında saraya ulaşır. o da bu ok atma sınavına girmek ister. talipler önce red ederlerse de sonunda kabul ederler. kimse odysseus’un yayını geremez. o ise yayı eline alarak bir bir taliplerden öcünü alır. karısı yine de onun odysseus olduğundan kuşkuludur ancak süt ninesi yıllar önce bir yaban domuzunun bacağında açtığı yara izinden onu tanır. böylece uzun ıstıraplı yıllardan sonra odysseus tahtına, sarayına, karısına kavuşur ve mutlu yaşantısını sürdürür.
buradan odysseus, oniki adamını alarak biraz ilerideki tepegözlerin yaşadığı yere gelir. burada kykloplar’dan başka üç tepegöz yaşamaktadır. odysseus tepegözler’den birinin yaşadığı bir mağaraya girer. mağarada bol miktarda peynir vardır. akşam olunca tepegöz sürüsü ile birlikte mağaraya döner. mağaranın kapısını da kocaman bir kaya ile kapatır. mağarada yabancıların olduğunu görünce onları ikişer ikişer yemeye başlar. bunun üzerine odysseus bir kurnazlık düşünür. onu şarapla kandırıp uyumasını sağlar. kalın bir odunun ucunu sivrilterek ateşte kızdırır. uyuyan devin tek gözüne bunu batırarak onu kör eder. koyunlarını dışarıya salan devden, koyunların altına saklanarak mağaradan çıkmayı başarırlar. başarır başarmasına ama poseidon’un öfkesini üzerine çeker. zira tepegözler poseidon’un çocuklarıdır. buradan yeller tanrısı aiolos’un adasına varır. aiolos onu iyi karşılar ve ona içinde bütün yellerin bulunduğu bir tulum verir. arkasından tatlı bir yel estirerek onu uğurlar. biraz sonra olanlar olur. odysseus uykuya dalınca arkadaşları, içinde yellerin bulunduğu tulumu açar ve bütün yeller ortaya çıkarak bir fırtına koparır. uzun uğraşlardan sonra bugün korsika adası olduğu sanılan bir karaya çıkarlar. burada odysseus’un tayfaları dev yamyamlarca parçalanır. yalnızca odysseus’un gemisindekiler kurtulur.
odysseus tek gemi ile yoluna devam eder ve büyücü kirke’nin adası aiaie’ye çıkar. bugün burasının ada değil bir burun olduğunu, şimdiki yerinin sardunya adası’nın karşısındaki capo cireo olduğu ileri sürülür. kirke odysseus’a iyi davranır, onu bir ay ya da bir yıl kadar yanında tutar. kirke onu sevmiştir. ondan telegonos adlı bir oğlu olur. kirke sonunda odysseus’u ülkesine göndermeye razı olur. dönüş yolunu bilici teiresias bilmektedir. kirke onun ruhunu bulması için odysseus’u ölüler ülkesine gönderir. odysseus bu işi başardıktan sonra tekrar kirke’nin yanına döner. kirke, ona karşısına çıkacak tehlikeleri sayar. nihayet denize açılan odysseus sirenler’in önünden geçip skyilla canavarına birkaç yoldaşını kaptırarak güneş tanrı helios’un sığırlarının otladığı adaya ulaşır. odysseus adamlarına sığırlara dokunmamalarını söylerse de adamları et yokluğu nedeniyle sığırlardan birkaçını keser. bu onların sonu olacaktır. denize açılır açılmaz zeus’un şimşekleri ile yok olurlar.
gemisi parçalanan odysseus dokuz gün boyunca yelken direğinin üzerinde tek başına denizle mücadele eder ve en sonunda kalypso adasına çıkır. kalypso bir nympha’dır. o da odysseus’u derinden sever. odysseus bir müddet kalypso’nun adasında kalır. burasının bugün malta’da bulunan ogygie adası olduğu sanılır. sonunda athena’nın yalvarması üzerine zeus odysseus’u kurtarmaya karar verir. hermes’i, odysseus’u bırakmasını söylemek üzere kalypso’ya gönderir. bunun üzerine kalypso odysseus’un bir sal yapmasına yardım ederek ona gerekli erzakları verir ve adasından uğurlar. odysseus denizde ilerlerken, poseidon onu görerek salını parçalar. o da yüze yüze phaiaklar’ın toprağına çıkar. burada iyi yürekli bir kral olan alkinoos hüküm sürmektedir. alkinoos onu sarayında ağırlar ve bir gemi ile ithake’ye gönderir.
ithake sarayına odysseus’un uzun süre geri dönmeyişi nedeni ile karısı penelope’ya talip bir çok kişi yerleşmişti. bunlar ithake adası yakınlarında oturanlardı. ithake’nin zenginliğine göz dikmişlerdi. odysseus’un babası laertes çok kocamıştı. oğlu telemakhos daha gençti ve babasından haber alabilmek için troya’dan dönenlere babasını sormaya gitmişti. penelope, sarayını işgal eden bu azgınlara karşı kayınbabasının kefen bezini dokumaktadır. ancak bu bezin bitmesi ile aralarından bir talipliyi seçeceğini bildirir. bunun için de vakit kazanmak için gündüz ördüğünü geceleri söker, gündüz olunca tekrar örer. bu iş üç yıl sürer. nihayet bu hileyi anlayan talipler onu aralarından birini seçmesi için zorlarlar. penelope de odysseus’un büyük yayını getirerek, onu gerip ok atabileni seçeceğini bildirir.
bu sırada odysseus ithake adası’nın ıssız bir koyundan karaya çıkmıştır. oğlu da onu aramaktan dönmüştür. çobanlarının kulübesinde buluşurlar ve densiz taliplere karşı nasıl davranacaklarını kararlaştırırlar. odysseus dilenci kılığında saraya ulaşır. o da bu ok atma sınavına girmek ister. talipler önce red ederlerse de sonunda kabul ederler. kimse odysseus’un yayını geremez. o ise yayı eline alarak bir bir taliplerden öcünü alır. karısı yine de onun odysseus olduğundan kuşkuludur ancak süt ninesi yıllar önce bir yaban domuzunun bacağında açtığı yara izinden onu tanır. böylece uzun ıstıraplı yıllardan sonra odysseus tahtına, sarayına, karısına kavuşur ve mutlu yaşantısını sürdürür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder